İskenderunspor‘umuzun Başkanı Şaban Hakan Bolat, Antakya Yeni Hatay Stadyumu‘nda maçları oynamak istemediklerini, sebebinin ise şanlı İskenderunspor taraftarlarına yapılanlar olduğu açıkladı.
TFF 2. Lig’de şampiyonluk mücadele veren şanlı İskenderunspor’umuzun Başkanı Şaban Hakan Bolat, grupta tek stadı olmayan takım olduklarını belirtti.
Bolat, “Her maçımızı deplasmanda oynuyoruz. Bu takım yeni, bazı şeyler takdir edilsin. 26 yıl sonra 2.Lig’e çıkmışız. İlk yenilgiyi aldığımız rakibimiz geçen sene Play-Off oynamış, diğer rakibimiz 1. Lig’den düşmüş, diğer rakibimiz Buca, o da geçen sene Play-Off oynamış, biz de elimizden gelen her şeyin en iyisini yapıyoruz” diye konuştu.
Ligin bizim için yeniden başladığını ve savaşacaklarının altını çizen Başkanımız Şaban Hakan Bolat, “Sonuna kadar onurlu bir şekilde uğraşarak bu kupayı İskenderun’a getireceğiz. Hocaların istifasıyla, yeni hocaların gelmesiyle Türk futbolu bir yere gelmez, yeni hocaların gelmesi, alışması, yeniden burada yapılanmamız bize bu şampiyonluğu kaybettirebilir.
Ben hocalarımı skora göre değil, kulübün içerisindeki işleyişe uymadıkları zaman gönderebilirim. Eğer bir skorda bir eksiklik varsa, hedefine ulaşamadığı zaman burada hesap vermesi gereken kişi benim. Çünkü transferler bizim onayımızla yapıldı” dedi.
Sarıseki Stadyumu‘nun da bitirilmesi için ne gerekiyorsa yapılmasını isteyen Başkanımız Şaban Hakan Bolat şunları söyledi: “Biz artık Antakya’da, orada burada oynamayı düşünmüyoruz. Yeni Hatay Stadyumu’na isteyerek ve zevkimizle maç yapmaya gitmiyoruz. Orası bize en büyük deplasman gibi geliyor. Yemekleri bile soyunma odalarında yiyorlar. Gerçekten Hatay Stadyumu’nda deplasman yaşıyoruz, sebepleri de bizim taraftarlarımız oraya giderken didik didik aranıyor. Davul sokma, onu sokma, bunu sokma, şunu şöyle yapma! Bizim taraftarlarımızın anarşist gibi fotoğrafları, videoları çekiliyor.
Taraftarlarım üzerine alınmasın ben taraftarlarımla son derece mutluyum. Bize sonsuz derecede güveniyorlar ama şehrin, Hatay’ın bazı doneleri bizimle uğraşmasın yeter artık!”
